top of page

Yerel Tohumun Önemi / Kıymeti

"Tohum ekenlerin, fide dikenlerin, kimse durduramaz yağmurunu. Güneşini kimse kesemez." Gülten Akın

Daha önce tohum çeşitlerini dilim döndüğünce anlatmıştım. Şimdi sıra geldi, atalık / yerel türlerin  hibrit ya da GDOlulara göre neden daha kıymetli olduğu hakkında biraz konuşmaya. Aşağıdaki bir kısmı sayılardan oluşan bilgiler İstanbul'daki tüketim kooperatifleri ve gıda topluluklarının düzenlediği ve konusunda uzmanların anlattıkları üzerinden derlediğim bilgilerdir.

Biyoçeşitlilikten başlayalım: Biyoçeşitlilik nedir?

Bir ekosistemdeki çeşitlilik, biyolojik çeşitlilik yani biyoçeşitliliktir. Tüm canlılar, birbirlerinin varlığına bağlı olarak yaşar. Bir çeşidin yok olması, uzun ya da kısa vadede tüm canlıların varlığını tehdit eder. Bir bölgedeki biyoçeşitlilik, o bölgede yaşayan farklı türlerin sayısı ve bu canlıların birbirleriyle ilişkilerin bağlı olarak ölçümlenir. Yani milyonlarca çeşit buğdayın olması değil, yine çok sayıda buğdayla birlikte diğer canlıların da olması biyoçeşitlilik için önemlidir. 

Biyoçeşitlilik ne durumda?

  • FAO (Food and Agriculture Organization)'nun raporuna göre tüm Dünya'daki biyolojik çeşitliliğin %75'i son yüzyılda kaybolmuş. 

  • ABD'de, lahana çeşitlerinin %95'i, mısır çeşitlerinin %91'i, bezelye çeşitlerinin 94'ü, domates çeşitlerinin %81'i kaybolmuşken; bizim ülkemizde, sadece Balıkesir'de son 75 yılda atalık/yerel buğday ırkı 37'den 7'e düşmüş. Halbuki ülkemizde 12 bin tür bitki çeşidinin 3.900'u endemik türmüş. 

  • Gıdamız 1990'larda 1.300 farklı tohumdanken, bugün ise %90'ı 30 farklı cinsten. 


Peki biyoçeşitlilik neden önemli? Herhangi bir zararlı cins, bir cinsi yok ederse, başka bir cins ile beslenmeye devam edebiliriz. Örnek vermek gerekirse Büyük Kıtlık ya da İrlanda Patates Kıtlığı olarak hatırlanan kıtlıkta yok olan bir patates cinsi nüfusu 1/3'üne düşürmüştü. Tek tip tarım ve tek tip beslenme tehlikelidir. 

Neden hibrit ve elbette GDO'lu tohum istemiyoruz?

Hibrit tohum ile yapılan tarımda kullanılan/kullanılmak zorunda olunan tarım zehirleri (pestisitler) yabani otlar ve böcekleri yok eder. Besin piramitine göre üstünde ve altındaki canlılar da doğrudan etkinlenmiş olur. Hibrit tohum; biyoçeşitlilik kaybına neden olur. Ayrıca hibrit tohum, tohumun ticarileşmesinden dolayı kullanıldığı için hacimsel olarak en verimli ve sağlıklı tohum kullanılır. Bu nedenle tohum tek tipleşir Hibrit tohum sanıldığı kadar masum değildir, gıda değeri (vitamin, mineral gibi) bakımından düşük bir tohumdur. Gluten hassasiyeti olan kişilerin atalık buğday türleri tükebildiğini görüyoruz. Bunun nedeni, atalık türleri gluteninin çok daha az olması. Ancak bu kişilerin hibrit tohumdan buğdayı tüketemediği ortada. Ülkemizde GDO'lu tohumdan üretim yok ama... GDO'lu üretim şu anda Türkiye'de yok ama yerel tohuma sahip çıkmazsak olabilir. Yerel çeşitlerden hibrite geçildiği gibi, aynı yasa kullanılarak GDO'lu tohumdan üretime geçilebilir.  Yeni ıslah yöntemleri denilen melezleme GDO'lu üretimden farklı değil. Bu sinsi GDO yaygınlaşıyor.  Dönümüne 200 kg 14 kromozomlu buğday mı, dönümüne 800 kg 42 kromozomlu buğday mı? Üretici elbette para kazanmak ister. 14 kromozomlu atalık buğday yerine, 42 kromozomlu hibrit buğday tohumu kullanan üretici, kullanmasına neden olan şirketler ve devlet, atalık buğdayı talep etmeyen tüketici biyoçeşitliliğin yok olmasının nedenidir. Üretici yüksek verim yani hacim nedeniyle hibrit tohum kullanır. Hibrit tohum tarım ilacına (zehire) mahkumdur. Hem bizi, hem toprağı zehirler. Toprak bir süre sonra verimsizleşir.  Tarım zehirlerinin toprağa, canlılara, tohuma bu kadar zararı olduğunu bilmemize rağmen, neden hala kullanmaya devam ediyoruz. Dünya'da sadece 3 (üç) şirket toplam tohumun %60'ına, tarım zehirlerinin %70'ine sahip. Bu yüzden olabilir mi? ABD, Irak'tan çekilirken yerel çeşitleri aldı. Şimdi de Suriye'den çekilirken yabani buğdayları aldığı öngörülüyor. Ezcümle gıda politiktir. İnsanda, hayvanda, bitkide ve gazozda çeşitlilik!

Sevgiler, Utku @kentteekolojikhayat İstanbul'da bulunan tüketim kooperatifleri ve gıda topluluklarının düzenlediği Yerel Tohum Çalıştaylarının notlarından düzenlenmiştir. Kadıköy Kooperatifine, Beşiktaş Kooperatifi Girişimine, Koşuyolu Kooperatifi Girişimine, Yeryüzü Derneği Gıda Topluluklarına ve Kuçe Kolektifine, ayrıca bilgilerini ve zamanlarını esirgemeyen Abdullah Aysu'ya, Ahmet Atalık'a, Arca Atay'a, Berin Ertürk'e teşekkürler.

Comments


bottom of page