Hibrit tohum ve GDO’lu tohumla üretilen gıdanın kanıtlanmış bir tehlikesi yok.
Ancak, yerel / atalık tohumlardan melezlenerek elde edilen hibrit tohumların mineral ve vitamin kaybı konusunda çalışmalar mevcut.
Yerel tohumdan domatesle hibrit tohumdan domatesi karşılaştırdığımızda:
Yerel tohumdaki;
Kalsiyum %63
Magnezyum %29
C Vitamini %72
Likopen %58
Polifenol %56 azalmış.
(Karlı Tohumlar filminden)
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki tohumlarda en çok B vitamini ve demir kaybı yaşanmış. Şimdi anladınız mı, neden hepimizin demir ve B vitamini düşük?
Melezlenen tüm türlerde olduğu bitkilerde de nitelik kaybı yaşanıyor. Bu da gıdanın nitelikli, yeterli ve sağlıklı olmasını engelliyor.
Aynı zamanda hibrit ve GDO’lu tohumlarla yapılan üretim şeklinde tohumun toprağa uyumlu olmaması nedeniyle tohum dirençsiz ve dayanıksız kalıyor. Zararlılara karşı toprakta tutunamıyor. Mahsül veremiyor. Bu nedenle devamlı olarak tarım zehri ve sentetik gübre istiyor. Tehlikeli olan olan bu girdiler topraktaki yararlı bakterileri öldürüyor. Bitkinin vitamin ve minerallerini almasını sağlayan da, bizim bedenimizin bu vitamin ve mineralleri almasını sağlayan da bu yararlı bakterilerdir.
Yararlı bakteriler yoksa yediklerimiz çöpten farklı değil. Hibrit ve GDO’lu tohumla yapılan üretimlerde toprak bakterisizdir, niteliksiz ve sağlıksızdır.
Tarım literatüründe topraktaki organik madde %3’ün altındaysa toprak değil, tozdur ve ülkemizde üzülerek paylaşıyoruz bu oran %1,5-%2 civarında. Toprağımızı toprak yapan yararlı bakterilerimizi öldürüyoruz. (Safi Mera ’dan)
Özgürlük Tohumları filminden: “Unutmayın her alışveriş yaptığınızda gıda sistemiyle ilgili oy kullanıyorsunuz. Yerel, organik, mevsiminde ürünler satın alın. Çiftçi pazarlarını ve bağımsız dükkanları destekleyin.”
Toprağımıza, suyumuza, havamıza, tohumumuza sahip çıkalım.
Haftaya: "Tohum neden önemli? Tohum sadece gıda mı?"
Sevgiler,
Utku
@ekolojikdonusum Tohum Dosyasından alınmıştır.