Bu günlerde bağışıklığımızı daha da iyi tutmamız gerektiği için, bazen bağışıklık güçlendirici eklemeler yapıyorum. Nar kabuğu tozu, arı poleni, mikro filizler, mikro yeşillikler şu sıralar en sevdiklerimden.
Mevsim kışa girerken kış sebzeleri ve yeşillikleri bolca soframıza geliyor. Turp, mor lahana, marul, havuç, soğan ve dahası. Bir kısmını minik balkonumuzda biz yetiştiriyoruz, bir kısmını güvendiğimiz üreticilerden alıyoruz. Yerel tohumdan, tarım zehirsiz, sentetik gübresiz, hormonsuz salatalıklar alıyorum. Zehirli ve tehlikeli olmadığı gibi, daha da güçlü, daha da nitelikli, daha da sağlıklı.
Üretim koşullarını, zahmetini ve kıymetini biliyorum. Sizce kabuklarını, sağlarını soyup atar mıyım?
Bugünkü salatamda yeşil ve pembe turp, havuç, maydanoz, mor lahana, taze soğan var. Peki kabukları, kökleri, sapları? Onlar da olacak, tabii ki. Turp ve havucun kabukları, turp ve taze soğanın saçakları, maydanoz ve taze soğanın sapları.
Sapları biraz daha ince doğruyorum. Kabukları havuç ve turpla birlikte rendeliyorum. Saçakları da üzerine koyarak süslüyorum.
Süs ama lezzetli de. Renkli, süslü, sağlıklı, çöpsüz bir salata.
Tadını değiştirmiyor, daha doğrusu bozmuyor. Yiyen kişiler salatanın içinde kabuk ve saplar olduğunu bilmiyorsa anlamıyor, yiyorlar. Biliyorlarsa çöp yediklerini düşünüp rahatsız olabiliyorlar.
Kabuğun çöp olduğunu düşünen biziz. Kendimizi ikna etmişiz. Bu fikirden uzaklaşamıyoruz.
Bir kez yapsanız, lezzet farkı olmadığını, adalet, vicdan, farkındalık ve sağlık farkı olduğunu anlarsınız.
Sevgiler,
Utku